Bu Blogda Ara

14 Şubat 2012 Salı

GELİN GAMZE'YE BİR HEDİYE VERELİM



Mutlaka, biliyorsunuz ama belki duymayan kalmışsa bir şekilde haberdar olmalı diyerek ben de paylaşmalıyım diye düşündüm. http://yagizlahayat.wordpress.com/2012/02/11/umut/ sayesinde haberim oldu benim de. Gamze' nin bloğuna girdim ve okudum. Okudukça içim dondu kaldı sanki, gözyaşlarıma ise engel olamadım. Anne olduğum için onu anladım, anne olduğum için ona ve yavrusuna ağladım. Birşeyler yapmalıyım, bir şeyler yapmalıyız diyerek elimden geldiğince duyurmaya çalıştım orada burada. 1-2 gün içinde yürekli annelerin nasıl bir güç oluşturduğunu gördüm. Gamze için atılan her adımı okuduğumda daha da duygulandım, yüreklendim.   
Evet, İzmir’de oturan ve lösemi hastalığına yakalanan Gamze Akbaş'a, 3 yaşındaki oğlu Atakan’la daha uzun bir ömür yaşayabilmesi için acil ilik nakli yapılması, bunun için de 40 binde bir bulunan ilik donörü bulunması gerekiyor. 
Dilerim onun için uğraşan bütün bu güzel insanların ışığı ve gücü, yanaklarındaki o güzel gamzelere çiçekler açtırsın, Gamze Atakan'ına, Atakan annesine hiç ayrılmamak üzere kavuşsun.
Elif Şafak ne güzel yazmış tam da bugünün anlamına yakırışır bir şekilde :
Bugün 14 Şubat. Gelin Gamze'ye bir hediye verelim bir tüp kan olsun demiş. Canı yürekten katılıyorum. Haydi kan vermeye... 
Gamze için verilen uğraşlar aynı zamanda yüzlerce lösemi hastası için de kocaman bir umut unutmayın. 

Ankara’dan ilik donörü olmak isteyenler: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, İbni Sina Hastanesi, Akrabalık Dışı Kemik İliği ve Kordon Kanı Bankası Tel:(312) 508 24 44.
İbn-i Sina ana bina, kafeterya yanından giriyorsunuz, hemen karşıda dahiliye bölümünde 13 numaralı kapı. Orada sizi Yeşim hanım karşılıyor.Yeşim hanım sizden bir form doldurmanızı istiyor, iki adet tüp veriyor ve yan tarafta kan vererek bu kanları yine Yeşim hanıma bırakıyorsunuz. Bu kadar basit bir işlem. 
İstanbul’dan ilik donörü olmak isteyenler: Çapa Tıp Fakültesi İlik ve Doku Nakli Merkezi
Üç büyük şehrin dışındaki illerden ilik donörü olmak isteyenler için ayrıntılı bilgi: 
http://www.kokhucrebagisla.com/Kay%C4%B1tsonras%C4%B1yap%C4%B1lacaklar.aspx

SİBEL HANIM'A TEKRAR TEŞEKKÜRLER

Yeni gördüm :)
Bloğunda bizden bahseden kendisi de bir ikiz annesi olan Sibel Hanım' a muhteşem pastası için bir kez daha ve canı yürekten  teşekkürler.
Bakın Sibel Hanım neler yazmış :
http://sibelintarifdefteri.blogspot.com/2012/01/ugurbocekli-pasta-4-ve-kurabiyeleri.html


           Uğurböcekleri pastalarının dördüncüsü Nihan Hanım'ın dünya tatlısı ikizleri Alper ve Yiğit'e ait...Nihan Hanım daha önce hazırladığım ilk uğurböcekli pastayı çok beğenmiş ve pastalarının aynı şekilde olmasını arzu etmişti, zira partilerinin konsepti uğurböceği idi, davetiyeleri, hatıra magnetleri de uğurböcekli hazırlanmış...
       Aslında bu konsepti belirleme sebebinin benim tasrımım olduğunu ikizleri için açtığı blogunda bakın nasıl anlatmış: "Gerek görünümü, gerek lezzeti harikaydı. Misafirlerimiz bayıldılar. İkişer tabak yiyenler oldu. Görüntüsüne internette gördüğüm ilk dakikada vurulmuştum ve doğum günü konseptimi uğur böceği yapmama sebep olan birbirine bakan bu şirin iki uğur böceğidir zaten :)) Tadı nasıl olur diye endişelerim vardı ama inanılmaz lezzetliydi. Kendisi de bir ikiz annesi olan Sibel Hanım' ın bir kez daha ellerine sağlık.Ayrıntılara bakar mısınız? Ne kadar özenilmiş. Mumlukların bile uğur böceği şeklinde oluşuna bayıldım."
Bu güzel sözleri blogunda okuduğumda oldukça duygulandım doğrusu...


      Nihan Hanım için bir de uğurböcekli kurabiyeler hazırlamıştım, aslında tabakta süsleme olarak kullanması için birkaç tane de yaprak yapmıştım ama onları fotoğraflamamışım. İkizlerin doğumundan itibaren gelişmeleri, bebeklere dair bilgiler ve doğumgününün ayrıntılarını dilerseniz Nihan Hanım'ın blogundan öğrenebilirsiniz.

     Alper ve Yiğit'e ömür boyu mutluluklar dilerim...

Biz de ellerinize sağlık diyor ve bundan sonraki doğumgünlerimizde tekrar görüşmek istediğimizi dile getiriyoruz. 

7 Şubat 2012 Salı

İLK PARMAK BOYASI AKTİVİTEMİZ

Oyun ablamız Cumartesi günü elinde parmak boyası ve baskı malzemeleri ile geldi. Bizimkilerin tabi inanılmaz ilgisini çekti.
Alper her zamanki cesaretli merakı ile boyalara saldırdı. Yiğit ise bir süre boyaya dokunup dokunmama kararsızlığı yaşadı. Hepimizin rahatça boyaya bulanmamız üzerine çekinecek birşey bulunmadığına kanaat getirmiş olmalı ki bir süre sonra olaya o da dahil oldu.


 Böyle özgürce her tarafı batırmak inanılmaz hoşlarına gitti.  Baskı malzemelerinin üzerinde kelebek, kuş, yıldız, güneş, aydede gibi figürler var. Boyayı sürüp kağıda baskı yapıyorsunuz. Alper'in mesela yıldız çok dikkatini çekti. Hatta alttaki resimde görüldüğü üzere, kağıdı bırakıp yüzüne bile yıldız baskı yapmaya çalıştı. İleride orasına burasına dövme yaptırıp gelirse bakalım ne yapacağız :)  


  Ve işte şaheserlerimiz