Bu Blogda Ara

25 Ağustos 2011 Perşembe

İLK TATİL

Tatilden döneli neredeyse 1 ay olacak anca yazabiliyorum. Minnoşlarla başbaşa otel tatili yapmaya cesaret edemediğimiz için kayınvalidelerin yanına Antalya' ya gittik. Yol ayrı bir hikaye aslında ama burada kısaca anlatayım.
İki araba koltuğunun arasına zorla sığarak bütün yolculuğu orada tamamladım. Yanıma çocukları oyalamak için oyuncaklar, kitaplar ve dergiler almıştım. Bir tanesiyle oyalanma süreleri maksimum 10 dakika. Üstelik bunların hepsi daha önce görmedikleri veya az gördükleri oyuncak ve kitaplardı. Yine de kısa kısa da olsa oyalanmalarını sağladı.
Oyalanma diyince buradan sevgili fotoğrafçımız Muzaffer BÜYÜKKARAGÖZ' e tekrar teşekkürlerimi ve minnetlerimi gönderiyorum. Zira, hazırlamış olduğu slayt gösterisi büyük kurtarıcımız oldu.

Yol boyunca döndürüp döndürüp bunu seyrettik. Bittikçe tekrar başlatmamızı istediler. Antalya' ya varana kadar herhalde yaklaşık 100 kez dinleyip seyretmişizdir artık kusacaktık anne-baba olarak. 
Koltuklar çok terletiyor hepinizin malumu. Satıcıların terletmeyen kumaş bu teranelerinin hepsi hikaye. Öyle bi kumaş yok. Ama mothercare' de satılan işlenmiş koyun postu gibi bişey olduğunu duydum. Çok tuhaf geldi ama yorumlar gayet güzeldi, yazın terletmiyor, kışın sıcak tutuyor diye. Ne yazık ki Türkiye' de satışı yokmuş, bulamadık. Terlemekten kaçamıyoruz yani. Molalar bu yüzden epey uzun olmak zorunda kaldı. Zira, önce sucuk gibi ıslanmış bebelerin üzerini değiştirmek gerekiyor. Arka koltukta iki tane bebek koltuğu olduğu için arabadan çıkmadan bunu yapabilmek çok da kolay olmuyor. Giderken durduğumuz tesise koşa koşa girip içerde değiştirdim, dönerken ön koltukta. Epey meşakkatli olduğunu söyleyebilirim.  
Araba buzdolabı aldık, içine sütleri, mamaları, suları falan koyduk yolda çok işimize yaradı.
Gelelim Antalya' ya. Hava çok rüzgarlı, deniz çok dalgalı olduğundan minnoşlara aldığımız simitleri doğru düzgün hiç kullanamadık. Bebeler kucağımızda denize girdik çıktık genellikle. Buna rağmen, dalga bizi devirecek diye çok tedirgindim. Ama benim su kuşları maşallah denize bayıldılar. Lara' daki Zuga Beach' ten çok memnun kaldık. Tesiste üzeri hasırla kaplı güneş ışınlarından koruyan çok güzel ve rahat çardaklar var. Şezlong yerine çift kişilik yatak ebatında üzerinde süngerden yatağı olan standlar koymuşlar, gelen müşteriye hemen lastikli temiz havlu çarşaf takıyorlar, kocaman yastıklar vs.Yayılabildiğiniz kadar yayılıyorsunuz.



 Gittiğimiz plajda kendimiz gibi ikizler bulduk :)) Yanyana oturtunca zibidileri çok güzel görüntüler çıktı ortaya. Diğer minnoşların isimleri Mert ve Emir' di yanılmıyorsam. Nasıl da şaşkın şaşkın bizimkilere bakıyorlar :)





Tüm önlemlerimize rağmen, inanılmaz isilik oldular. Hiçbirşey fayda etmedi gül suyu vs. işe yaramadı yani. Ve çok ilginç bir şekilde sinek ısırığı gibi iri iri isilik oldular. Hiç böylesini görmemiştim. Acildeki doktorun verdiği merhem işe yaradı bir miktar ama ancak Ankara' ya döndükten birkaç gün sonra geçti tamamen isilikleri.



Fakat, kesinlikle çok mutlulardı tatilde. Sere serpe yer yataklarında yattılar, üzerlerinde sadece bezle rahat rahat dolaştılar, sürekli suyla haşır neşirlerdi. Benim için çok yorucu olsa da kesinlikle onlar için değerdi.  

2 yorum:

  1. ne tatlısınız siz ya, maşallah, maşallah..çok da fotojenikler, poz vermişler resmen:)

    YanıtlaSil
  2. Sultan itan gençaydın20 Ağustos 2012 14:05

    Merhaba sizinle burada karşılaşmak hoş bir sürpriz oldu.gecen sene babamin acil ameliyatı nedeniyle istanbula erken dönüş yaptık.bebislerin toplu fotografları Super :) isimler omer mert ve emir erdem dogru hatirlamissiniz.biz yine bugun itibariyle zuğa beach deyiz.gorusmek dileğiyle ... Sultan itan gençaydın

    YanıtlaSil