Bu Blogda Ara

8 Ocak 2011 Cumartesi

OLMAYA DEVLET CİHANDA BİR NEFES SIHHAT GİBİ


Açıkçası yazsam mı yazmasam mı çok tereddüt ettim ama kendim de durumumu araştırırken pek fazla birşey bulamadım diye belki ihtiyacı olanlara yardımı dokunur diye başıma gelenleri paylaşmak istedim.
Biliyorsunuz her kadın yılda bir kere smear testi yaptırmalı. Benim yaptırdığım smear testinde hücre anomalisi göründüğü için ilaç kullandım ve bir ay sonra tekrar smear testi yaptırdım. Sonuç yine aynı çıkınca doktorum her ihtimale karşı parça alıp biyopsiye göndermemiz gerektiğini söyledi.
İşlemin çok basit olduğunu, 10 dakika süreceğini söyleyince eşimle elimizi kolumuzu sallayarak doktorun muayenehanesine gittik. Yapılan işlemin adı leep. Yukarıda resmi olan ucunda elektrik akımını ileten yarım halka şeklinde bir tel bulunan elektrokoter yardımı ile rahim ağzından bir parça çıkartılıyor. Bu elektrik akımı hem dokuyu kesmeye hem de geride kalan dokuyu yakarak kanamayı durdurmaya yarıyor. Çıkartılan materyal patolojik incelemeye gönderiliyor.
Hafif uyutuldum. Genel veya lokal anestezi ile yapılabilen bir işlem ve güya anlatılanlara göre hasta hemen ayağa kalkıp normal hayatına dönebiliyor. Neden güya diyorum çünkü 1 günü hastanede olmak üzere tam 12 gündür yatıyorum yemeklerimi dahi yatakta yiyebiliyorum.
Neyse hikayeye döneyim. Uyutuldum ve bir ara gözümü açtığımda başımda bir sürü insan beni sonradan ambulansın sedyesi olduğunu öğrendiğim bir sedyeye aktarmaya çalışıyorlardı. Meğer doktorum parçayı alırken kanama olmuş ve kanamayı durduramamış. Üstelik bu kanamayı durdurma çalışmaları yakma, dikiş atma, tampon koyma vs. tam 2 saat sürmüş, tansiyonum 6' lara düşmüş ve çok fazla kan kaybetmişim. Eşim dışarda çıldırmış, içerinin halini görmesin diye içeri sokmamışlar. Nihayetinde kanamayı durduramayacağını anlayan doktorum kan kaybından gitmek üzere olduğumu nihayet farkedince (2 saat sonra ) ambulansla beni hastaneye götürmeyi akıl edebilmiş. Hastanede acil ameliyathaneye alınıp dikiş atılmak suretiyle kanama durdurulmuş. Tabi bu arada ayıldığım için tekrar bayıltılmışım.
Gözlerimi açtığımda bir hastane odasındaydım, eşim, annem, kardeşim ve eşi başımdaydı. İnsan hayatı gerçekten pamuk ipliğine bağlı. Bugün varız yarın olmayabiliriz.
Geceyi hastanede geçirmem gerektiğini söylediklerinde tabi ki ilk aklıma gelen bebeklerimdi. Ama çok fazla kan kaybetmiştim ve o halde eve dönemezdim. O gece aklımda sürekli bebeklerim sabahı sabah ettim ve verilen ilaçlar ve narkozdan dolayı sütlerimi sağıp sağıp içim acıyarak döktüm. Doktorlar dökmeme gerek olmadığını verilen ilaçların en fazla bebekleri uyutacağını söylediler ama benim içim elvermedi. Bu arada bebeklerimin özleminden midir nedir azalan sütüm inanılmaz arttı sağmama rağmen sertlikler ve ağrılar oluştu bir gecede, bir tarafı sağarken diğer taraf şıpır şıpır aktı.Hatta verilen ilaçların etkisi olabilir mi diye ilaç araştırması bile yaptım.
Ertesi gün öğleden sonra taburcu oldum ama yürüyemiyordum. Anlayacağınız normal doğum yapmadan normal doğum dikişi yemiş oldum. Eve gelir gelmez emmeyi uzun süredir bırakmış olan bebeklerimi emdirmeye çalıştım. İnanılmaz bir mucize ikisi de uzun uzun emdiler. Sonradan anladım ki benim tembel yumurcaklarım sütün lıkır lıkır gelmesini istiyorlar sütü çekmek için efor sarfetmek istemiyorlar. Nitekim sütüm taştığı için rahatça ve uzun uzun emdiler. Herşeyde bir hayır görmek gerektiğine inanan ben demek bunun hayrı buymuş, bebeklerim emmeye başladı ve sütüm arttı dedim ama bu saltanat bir gece sürdü. Ertesi gün sütüm yine eski formatına dönmüştü tabi bebeklerimin emme isteği de. :(  
Yılbaşına kah yatarak kah zor da olsa evin içinde kısa mesafe yürüyüşler yaparak girdim. Yine de moralimi bozmadım. Ailemle sevdiklerimle birlikteydim ve hayattaydım önemli olan bunlardı. Meğer acıyla ve hastalıkla imtihanım daha bitmemiş.
2 Ocak Pazar günü yani operasyondan 5 gün sonra ağrılarım şiddetlendi ve yataktan kalkamamaya başladım. Yatarken bile ağrılar içinde kıvranıyordum hatta ağlıyordum, sürekli bir ıkınma hissi geliyordu ama bu hissi tarif etmem mümkün değil. Enfeksiyon kapmış olabileceğim şüphesiyle pazar gecesi tekrar hastane acilinde aldık soluğu. Enfeksiyon yoktu ama ağrıların sebebini anlayamamıştı doktorum. Her ihtimale karşı antibiyotik başladı ve benim sütler tekrar sağılarak dökülmeye mahkum oldu.
5 Ocak Salı günü ağlaya ağlaya gitiiğim muayenede anlaşıldı ki dikiş atılırken kan sızarak rahmin arka bölümünde toplanmış, pıhtılaşmıştı.Yapılabilecek birşey yoktu vücudun bu kütleyi kendi kendine observe etmesi gerekiyordu. En önemli şey kesinlikle enfeksiyon kapmamam gerekiyordu bu sebeple yeni bir antibiyotiğe daha başlandı.
Netice ne mi ? Yılbaşına yatarak ağrılar içinde girdim. Ağrılarım yavaş yavaş azalmaya başladı ama bu arada sinirlerim inanılmaz yıprandı. Bu kadar gündür içerden bebeklerimin sesleri geliyor kalkıp bakamıyorum, bırakın altını açmNeymişayı, beslemeyi, sevmek için yanıma getirdiklerinde bile ağrılardan ilgilenemiyorum. Damlası çok değerli olan sütlerimi sağıp sağıp döküyorum. 3 saatte bir sağmalarım 6-7 saatte bire indi sütüm iyice azaldı bu yüzden. Malum bu süt meselesi arz talep işi.  
Demek ki neymiş ? Ufak bir iş demeyeceksin her türlü sağlık olayını hastane ortamında yaptıracaksın. kulağınıza küpe olsun.  

4 yorum:

  1. Çok ama çok geçmiş olsun. En kısa zamanda tam anlamıyla sağlığınıza kavuşursunuz inşallah.

    YanıtlaSil
  2. Geçmiş olsun, çok üzüldüm okuyunca

    YanıtlaSil
  3. Geçmiş olsun ablacım..seni çok seviyorum hep aklımdasın..geçicek bu zor günler inşallah..(Aliye-Sedat-İpek)

    YanıtlaSil