Bu Blogda Ara

28 Haziran 2012 Perşembe

GEZENTİ İKİZLER-BEĞENMEDİĞİM VE AZ BEĞENDİĞİM MEKANLAR

Fırsat siteleri çıktı çıkalı, karşıma çıkan bütün yemek fırsatlarını, minnoşlarla rahat edeceğimiz mekan arayışı içeresinde olduğum için değerlendirmeye çalışıyorum. Tabi bu arada çok kötü yerlerle de tanışmış oluyoruz.
Bunlardan ilki İNCEKÖY KIR BAHÇESİ
Öyle berbattı ki resim bile çekmemişim. İnternetten bulduğum resimleri de eklemek istemedim açıkçası çünkü internetteki resimlerle uzaktan yakından ilgisi yok mekhanın. 
İncek'te, Turgut Özal Bulvarı üzerinde İnceköy Kır Bahçesi. Girişte bizi karşılayan otopark görevlisi dışında işini layıkıyla ve severek yapan hiçbir çalışanı yok maalesef. Gerçekten çıkışta otopark görevlisine 'sen buraya fazlasın arkadaş, gerçekten çalışma azmini ve işine olan saygını takdir ettik' dedik o kadar yani düşünün. Girişte bizi karşılayan görevliye rezervasyonumuzun olduğunu söylediğimde yüzüme boş ve garip bakmasından anlamalıydım bir sıkıntı olduğunu. Masamız ayrılmamıştı bile. Kalkmak üzereler biraz bekleteceğiz diyerek bir masayı işaret etti bize. Eee peki ne yapacağız beklerken dedim. Dolaşın biraz dedi. Şöyle bir baktım etrafıma. Adamın dolaşın dediği yer küçücük bir yer. İnternetteki resimlerle ilgisi bile yok.O fotoğrafları hangi açıdan çekiyorlar merak ediyorum doğrusu. Masalar tıkış tıkış zaten millet yemek yiyor, masaların arasında mı dolaşacaz? Üstelik 10 tane yetişkin, 4 tane çocuk olmak üzere 14 kişiyiz, bu halimizle nereyi dolaşalım? Arka tarafta küçük bir park var. Bir kaydırak ve salıncaktan ibaret. Orayı da 2-3 tane hiperaktif çocuk istila etmiş, parktaki mevcut çakıl taşlarını birşeylere doldurup kaydırağın tepesinden şangur şungur boşaltmakla meşguller. Bir ara minnoşlarla onları izlerken çocuğun bir tanesi durduk yere geldi ve onları masum masum izlemekten başka hiçbirşey yapmayan kuzum Alper'i göğsünden iterek yere düşürdü. Ne olduğunu bile anlamayan kuzumun korkmuş ve şaşkın bakışlarını görünce zaten bekletilmekten tavan yapmış sinirim tam zıpladı, başladım söylenmeye: 'Kabahat çocukta değil, bu çocukları böyle bırakıyorlar ortaya, nerde bu çocuğun anası?' Tabi çocuğunu öylece ortaya salan ve takip etme ihtiyacı bile hissetmeyen sevgili anneye sesimi duyuramadım. Anlayacağınız üzere, öyle oyun ablası falan olan bir ortam değil. 
Her neyse nihayet masanız hazır dediler oturduk. Serpme kahvaltı diye geldiğimiz için öyle çok büyük beklentimiz yok. Ama ortaya gelen kahvaltılıkları görünce şok geçirdik. 10 kişiye ortaya bir tane tabak koydular, yalanım yok yemin ediyorum bir domatesi 4'e bölmüşler, 5-6 dilim salatalık koymuşlar ve sıkı durun, 3 dilim evet sadece 3 dilim sucuğu getirmişler önümüze. Garsonu çağırdık ve fırçaladık ayıp değil mi 10 kişiye böyle kahvaltı mı çıkar diye, çok utanmış olmalı ki garson (?) aynı tabaktan bir tane daha getirdi ve bizim kahvaltı olayımız orda sona erdi. Yetkili çağırırsın ortada öyle biri yok. Çay istersin getiren yok. Velhasıl sakın ama sakın gitmeyin derim. İnternetteki olumlu yorumları okuyunca da çok şaşırdığımı itiraf etmek istiyorum. 
İkinci mekan BÜYÜLÜ BAHÇE
Haymana Yolu 4. Km. Karşıyaka Mah. Patalya Otel geçildikten sonraki ilk kavşakta, solda, Gölbaşı/Ankara
Tel: 312 498 23 94
www.buyulubahcegolbasi.com
Kesinlikle gitmeyin diyemeyeceğim, illa da gidecekseniz de beklentinizi az tutun bari diyebileceğim, az beğendiğim mekanlar sıralamasına giren bir yer burası. Mekan, geniş, ferah, yeşillikler içinde, bir kafeste hayvanlar, ama burada da hizmet sıfır. Gittiğimizde yine rezervasyonumuz olmasına rağmen, masayı nereye atalım diye abuk bir soru ile karşılaştık. Neyse adamlar ne dediklerini anlamadığımızı anlayınca kendileri bir yere karar vermiş olmalı ki bir ağacın altına bir masa attılar ve açık büfe buyrun diye büfeyi gösterdiler. Esas sürpriz bizi büfede bekliyordu. BOMBOŞTU. Geç bir saate kalmamış olmamıza rağmen, herşey bitmişti, herkes söyleniyordu. Defalarca uyarmamıza rağmen, boşlar bir türlü dolmadı. Babam açlıktan şekeri düştüğü için sinirinden adamları neredeyse dövecekti.
Babam( defalarca şu tabakları doldurun, bomboş burası uyarısı yapmasına rağmen, hala bir gelişme olmayınca sinirden kıpkırmızı bir suratla) :
- Yav madem bu kadar insana iyi hizmet veremeyeceksiniz, ne demeye bu kadar rez. kabul ediyorsunuz.
Garson :
-Abi biz çalışanız, müdireyete bildirin şikayetinizi    
Babam :
- Müdireyiteniz batsın !!! Başınıza yıkmak lazım burayı
Kociş (bana hitaben):
- Attım elimdeki tabakları, yemiyorum ben, git babana sahip ol, dalacak adamlara birazdan.
Neyse bir süre sonra bişeyler getirdiler, güzel olmasa da getirdikleri, karnımızı doyurduk ve sinirler yumaşadı.
Karnı doyan ve bir saat önce adamlara dalmayı düşünen babam :
-Yav aslında o kadar da kötü bir yer değilmiş :)))
Bu arada bütün bu sinir harbinin arasında, mekanın en çok keyfini çıkaran tabi ki minnoşlardı. Buyrun burdan bakın : 


             

7 yorum:

  1. Fırsat sitelerinden bu nedenle uzak duruyorum yeme-içme anlamında. Ucuza yemek yiyeceğim derken hizmet konusunda sinir harbi yaşıyorsun. 50 kişilik mekana 150 kişi doldurmaya çalışıyorlar. İşin kötüsü garsonlar da "beleşçiler" olarak gördükleri fırsat alıcılarından hiç haz etmiyorlar ve iş yükleri özellikle haftasonları arttığı için çareyi vurdumduymazlığa vurmakta buluyorlar. Çok nadir duydum fırsatlardan yararlanıp memnun kalanı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle haklısın. Ama bir fırsat sitesinden bulduğum bir mekhan var ki çok ama çok memnun kaldım. Bir sonraki yazımda orayı yazacağım. Arada bir de olsa iyi yerler de çıkıyor işte.

      Sil
  2. Biz de bir firsattan yararlanip spora gidelim dedik. Sonra tesadufen ogrendik ki bize firsat diye sunulan, zaten salonun kendi indirimli fiyatiymis :) Uyaniklik yapalim derken kazik yiyorduk :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı şeyi ben de yaşadım. Ama yine de mekhanları tanımak açısından iyi oluyor diye düşünüyorum. Çünkü arada sırada da olsa iyi yerler çıkıyor. Misal : http://kucukmucizelerim-nihan.blogspot.com/search/label/SM%C4%B0LE%20K%C4%B0DS%20GYM
      Buradan o kadar memnun kaldım ki üye oldum sonradan mesela.
      Yine beğendiğim bir başka mekhanı da sonradan yazacağım.

      Sil
  3. Merhaba,

    Yanlis anlamayin ama "mekhan" derken "mekan" mi demek istiyorsunuz. Esprili bir sekilde mi bu sekilde kullandiniz ama boyle bir kelime yok. Bknz.

    http://tdk.org.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&kelime=mek%C3%A2n&uid=35221&guid=TDK.GTS.5001c4693a6959.52625608

    YanıtlaSil
  4. Niye yanlış anlayayım rica ederim. Düzeltme için teşekkürler. Hemen gerekli düzeltmeleri yapıyorum :))

    YanıtlaSil
  5. Uyarimi dikkate aldiginiz icin ben tesekkur ederim. Ben de bazen kullandigim kelimelerin nasil yazildigi konusunda tereddute dusuyorum. TDK'nin sozlugune girip bakiyorum bu durumlarda.

    YanıtlaSil